Ulusal Tarih Müzesi'nin eski ve karanlık koridorlarında adeta bir zaman yolculuğuna çıkmış gibiydik. Burası, geçmişin tozlu sayfalarını aralamak isteyenler için eşsiz bir fırsat sunuyordu. En inanılmaz varlıklar, tarih öncesinden kalma devasa yaratıklar, korkutucu savaşçılar, antik çağlardan kalan sır dolu savaş aletleri ve mücadeleler... Evet, tüm bunlar gözler önüne seriliyordu. Bir an için, kayıp Efrica kabilelerinin gizemli dünyasına, ormanların derinliklerinde saklı kalmış ritüellere ve unutulmuş dillerin melodiğine kulak kabarttım. Bu müze adeta tarih kitaplarının canlandığı bir sahne gibiydi. Her köşe başı, tarihin derinliklerinden fırlamış bir kahramanla, cesur savaşçılarla doluydu. Peki ya bu kahramanlar gerçekten de dondurulmuş muydu? Yoksa sadece bizim hayal gücümüz mü onları canlandırıyordu? Zamanın ötesinden gelen bu figürler, ziyaretçilere eski zamanların hikayelerini, sessizce ama bir o kadar da canlı bir şekilde anlatıyorlardı. Her adımda, bir başka tarihi döneme adım atıyor, her bakışta, o dönemlerin ruhunu hissediyordum. Müzenin bu büyülü atmosferi içinde kaybolmak, geçmişin gizemli dünyasına doğru bir kaçamaktı. Ve işte burada, tarih öncesinden bu yana yaşamış olanların hikayeleri, sessiz sedasız ama bir o kadar da etkileyici bir şekilde hayat buluyordu. Bu, sadece bir müze gezisi değil, adeta zamanın ötesine yapılan bir yolculuktu. tafdi.info iyi seyirler diler.