Film, Hitchcock tarzı bir gerilimle başlayarak, Julianne Moore'un canlandırdığı Rachel Carlson karakterini tanıtır. Rachel, başarılı ve esrarengiz hikayeleriyle tanınan bir yazardır, ancak hayatı, yedi yaşındaki sevgili oğlu Thomas'ın trajik bir şekilde boğulmasıyla derinden sarsılır. Bu acı olay, Rachel'ın hem duygusal hem de profesyonel hayatını büyük ölçüde etkiler. Yazma yeteneğini kaybetmiş gibi hisseder ve derin bir depresyona sürüklenir. Bu zor zamanlarda, Rachel'ın en yakın arkadaşı ona yardım etmek için elinden geleni yapar. Rachel'ın yaralarını sarabilmesi ve tekrar yazmaya başlayabilmesi için ona sakin bir balıkçı kasabasında bir sayfiye evi kiralar. Rachel, bu yeni ve huzurlu ortama taşınarak, yaşadığı travmayı unutmaya ve yazma tutkusunu yeniden kazanmaya çalışır. Ancak kasabanın sakin görünüşü aldatıcıdır. Rachel bu sessiz balıkçı kasabasında yaşamaya başladıkça, çevresindeki esrarengiz olaylar dikkatini çeker. Geçmişte yaşanan bir takım gizemli olaylar ve kasaba halkının tuhaf davranışları, Rachel'ın zihninde yeni soru işaretleri yaratır. Bu gizemler, Rachel'ı sadece olayları derinlemesine araştırmaya itmekle kalmaz, aynı zamanda kendi hayatı ve akıl sağlığı hakkında endişelenmeye başlar. Rachel, kasabada ortaya çıkan karanlık sırları çözerken, gitgide kendini daha tehlikeli bir durumun içinde bulur. Her yeni bulgu, onu daha da derin bir belirsizliğe ve korkuya sürükler. Film, gerilim dolu atmosferi ve sürekli artan gizem unsurlarıyla seyirciyi sıkıca koltuğuna bağlar. Rachel'in içsel mücadeleleri ve kasabanın sırlarla dolu geçmişi, izleyiciyi tamamen hikayenin içine çeker. Rachel'ın bu küçük, sakin görünümlü kasabada yaşadığı olaylar, başından sonuna kadar gerilimi hiç düşmeyen bir hikaye sunar. tafdi.info iyi seyirler diler.