Gökyüzü bir zamanlar barış ve umut doluydu, ta ki o karanlık gün gelene kadar. Evrenin derinliklerinden, adeta yıldızları yutarcasına devasa bir yaratık belirdi. Bu uzaylı canavar, göz alıcı yıldızları tek tek yutmaya başladığında, Dünya'nın da sonunun geldiği anlaşıldı. İnsanlık böylesine acımasız bir tehdit karşısında çaresiz kalacak değildi. Ancak bu tehdit öylesine büyük ve yıkıcıydı ki, insanlar yeryüzü yaşamını terk edip yeraltına çekilmek zorunda kaldı. Yeraltında, dar ve klostrofobik tüneller yeni evimiz oldu. Işık az, hava rutubetli... Yeryüzündeki hayatımızdan geriye kalan sadece hüzünlü anılarımızdı. Ancak insanoğlu pes etmeyi bilmezdi. Yirmi yıl boyunca gece gündüz demeden çalıştık. Bilim insanları, mühendisler ve stratejistler, bu göksel devi alt etmek için son teknoloji silahlar ve savunma mekanizmaları geliştirmeye adadılar kendilerini. Ama savaşın eşiğinde, tam umutlar yeşermeye başlamışken, devasa canavar yeraltındaki hazırlıklarımızı keşfetti. Gizli üssümüzün koordinatlarını bir şekilde çözerek üzerimize geldi. İnsanlık, yeraltındaki son kalesinde yok olmanın eşiğine geldi. Ancak tüm bu karanlık tablonun içinde, bir ışık hüzmesi belirdi; insanlıktan nefret eden, fakat onların kaderini değiştirebilecek tek kişi olan bir çocuk. Çocuk, yeraltının derinliklerinde saklanırken, insanlığın son umudu olarak belirdi. Bu küçük kahraman, belki de insanlığın geleceğini yeniden şekillendirecek tek varlıktı. Onun elinde, yıldız yiyen bu devi durdurmak ve dünyamızı kurtarmak için bir şans vardı. İşte böylece, tüm umutlar bu cesur yürekli çocuğun üzerine yüklendi. Onun liderliğinde belki de yeni bir başlangıç, yeni bir kurtuluş mümkün olacaktı. Öyleyse, savaş başlasın! Geleceğimiz için, umudumuz için savaşma zamanı gelmişti. tafdi.info iyi seyirler diler.