Albay William McNamara, kaderin cilvesiyle, düşman topraklarına düşmüş ve bir Alman toplama kampının soğuk ve nemli duvarları arasında kendisini bulmuştur. Fakat McNamara, sadece bir esir değil, aynı zamanda kampdaki en üst rütbeli Amerikan askeridir ve bu özelliği, ona beraberinde getirdiği sorumlulukları da hatırlatmaktadır. Bu zorlu şartlar altında, Amerikalı askerleri bir arada tutmak ve onların moralini yüksek tutmak adeta bir liderlik sınavıdır. McNamara, askerlerin gururlarını koruyarak, onlara umut aşılamaya çalışır; çünkü biliyor ki, gurur, insanı ayakta tutan en güçlü duygulardan biridir. Her gün, her saat, düşman hattı içinde bir fırsat kollayan McNamara, intikam ateşiyle yanmaktadır. Nihayet, kampta gerçekleşen beklenmedik bir cinayet, ona altın bir fırsat sunar. Bu trajik olay, kamptaki Alman askerleri ve özellikle de kampın komutanı Albay Visser’in dikkatini dağıtacak, McNamara ve diğer Amerikan askerlerine kaçış için gerekli zamanı sağlayacaktır. McNamara’nın planı sadece kaçmakla sınırlı değildir; o, daha büyük bir darbe indirmeyi hedeflemektedir. Kampın yakınında konumlanmış bir silah fabrikasını havaya uçurarak, düşmanın savaş kapasitesine ciddi bir zarar vermek niyetindedir. Plan, hem cesur hem de tehlikeli olsa da, McNamara ve ekibi için özgürlüğe giden yolda atılacak kritik bir adımdır. Tüm bu riskler ve tehlikelerle dolu bu yolculukta, başarılı olup olamayacaklarını sadece zaman gösterecektir, ancak Albay McNamara'nın liderliği altında, Amerikan askerleri için umut hiçbir zaman kaybolmamıştır. tafdi.info iyi seyirler diler.